İklim değişikliği her geçen gün etkisini daha da çok hissettiriyor ve hayatımızı ele geçirmeye devam ediyor. Fakat bu konuda fark yaratmanın basit bir yolu var: ağaçlandırma yapmak. Ağaçlar havadaki kirliliği temizler, erozyonu azaltır, su kalitesini iyileştirir, hayvanlar ve böcekler için ev sağlayıcıdır ve sayısız daha bir çok faydaları ile hayatımızı geliştirirler.
Ekosistem restorasyonunun da yeni bir iş fırsatı ortaya çıkıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü ve Doğa Koruma Kurumu’ndan yayınladığı raporda, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, Güney Afrika’dan daha büyük bir alan olan yaklaşık 400 milyon dönümlük vahşi yaşamı yeniden inşa etmeyi taahhüt ettiğini söylüyor. Ülkeler ormanları yeniden canlandırmak için harekete geçtikçe, ağaç dikmek için daha iyi fikirler ortaya çıkıyor ve bu fikirler daha hızlı yollara dönüşüyorlar. Bazı girişimciler ise (NASA deneyimi olan Dr. Lauren Fletcher gibi), bu durumu fırsata çevirip drone kullanmayı akıl etmişler.
Fletcher, açgözlülükçiden eko-savaşçılığa dönüşmesinin, ormansızlaşmayla çarpıcı bir biçimde kötüye gittiği iklim değişikliği konusundaki endişelerinden kaynaklandığını söyledi.
Fletcher, iklim değişikliğinin sonucu olarak artmaya devam eden ormansızlaşma hakkında endişelerinin olduunu söylüyor. Bu nedenle de sorunun üstesinden gelmek için bir ekosistem restorasyon şirketi olarak tanımladığı BioCarbon Engineering‘i kurdu. Meslektaşlarıyla çalışırken, “Robin” lakaplı 30 kg’lık insansız bir hava aracı geliştirdi. Bu araç, çok engebeli arazilerde dahi dakikada 120 tohum ekebiliyor.
Fletcher, yeni ekosistemlerin ekilmesinde büyük bir engel teşkil ederek ormansızlaşma sorununa tepki çekti. Fletcher, “Ormanların neden bu kadar hızlı yok olduğunu anladım, ancak onları tekrar bir araya getirmenin neden bu kadar zor olduğunu konusunda hala şaşkınım” dedi.
Fletcher daha iyi yapabileceğini düşündü, bu yüzden mühendislik, toplum gelişimi, ekoloji, biyoloji ve uzaktan algılamayla ilgili alanında uzman 12 kişiyi bir araya getirdi. Birinci adım, doğru ağaç türlerini bulmaktı. “Bu yerel ekosistemlerin restorasyonu ile ilgili, tamamen durun! Biyoloji tarafını doğru yapmazsan, o zaman bir çözüm getiremezsiniz” dedi Fletcher. İkinci adım da, ağaç diken robotlar geliştirdi.
BioCarbon Engineering’in drone filosu, yerden on metre yükseklikte uçuyor; tohumları her iki saniyede bir yere bırakıyor. Fletcher, amacının 2050 yılına kadar 500 milyar ağaç yetiştirmek olduğunu söylüyor.
ZAGG Online Product Registration
Bu amaca ulaşmak için, drondan daha fazlasına ihtiyaç duyacak. “Çözümümüz, elle dikim yönteminin önüne geçmek değil”. Drone’lara ek olarak ekim yapmak üzere uçaklar ve yere dayalı makineler kullanmak isteyen Fletcher, “Elle dikimin kesinlikle doğru çözüm ve bazen de tek çözüm olduğu zamanlar var” dedi.
BioCarbon Engineering bu alandaki tek şirket değil. Seattle, Washington’daki DroneSeed gibi firmalar, tohumları dikmek için dron kullanmayı planlıyor ve zaten gübreleme ve herbisitle yabancı ot mücadelesi için UAV’ler kullanıyorlar. Ve İngiltere’de yeni başlayan Aerial Forestation, aynı şeyi yapıyor, ancak uçakları konuşlandırmak yerine askeri nakliye uçaklarından istiyorlar. Bu ve diğer firmalar, yeni raporda özetlenen ağaçlandırma için gittikçe artan bir küresel ısınmaya tepki gösteriyorlar.
Dünya Kaynakları Enstitüsü
Fletcher ormanların geleceği konusunda iyimser. “Bu sadece bir teknoloji yakınsaması değil” dedi. “Aslında bu, tüm bu küresel sorun üzerinde odaklanmış bir toplumsal irade ve siyasi güç birleşimidir.”
Kaynak: https://nexusmedianews.com/want-to-plant-a-forest-in-a-hurry-use-a-drone-cd50cf78be57